İstanbul’un son zamanlardaki gözde kamp mekanlarından Madam Martha Köyü, bu yaz sıklıkla kamp attığımız yerlerden birisi oldu. Bölge hakkında çok fazla soru gelmesi nedeni ile, ufak bir rehber niteliğinde birkaç bilgi sunmak istedim.
Neden Madam Martha?
Çünkü şehrin içinde, ama şehirden uzak konseptini yansıtan bir yer. İstanbul’dan kilometrelerce uzaktaymışsınız hissini yaratsa da, şehrin her iki yakasını ve diğer adaları da görebileceğiniz bir yer. Buna karşın şehir gürültüsü, trafik, kirli hava gibi olumsuzluklardan oldukça uzaksınız.
Adalar her zaman güzeldir, istila edilmedikleri sürece. Madam Martha’nın bulunduğu Burgazada, diğer 3 büyük adaya göre çok daha sakin bir ada. Büyükada ve Heybeliada turist çeken ve yerleşimin bol olduğu yerler. Kınalıada ise, güzel plajları ile denize girmek isteyenler tarafından akın edilen bir yer. Burgazada’nın Kalpazankaya dışında pek bir cazibe merkezi yok. Bu nedenle diğerlerine göre çok daha tenha bir yer. At arabalarının sayısı çok fazla değil. Adalarda yürüyüş keyifli olabiliyor.
Ulaşım
Öncelikle Burgazada’ya ulaşmak gerekiyor. Şehir Hatları’nın saatlerine buradan ulaşılabilir: Adalar Hatları Listesi ve Saatleri
Burgazada’ya ulaştıktan sonra, eğer sırt çantalı birisi sağa sola bakıyor ise, Madam Martha’nın yerini sorabileceği birilerini gözüne kestirmeye çalışıyordur 🙂 En çok karşılaştığım sorulardan birisi, “Madam Martha tam olarak nerede kalıyor?” Yaklaşık olarak şurada: Burgazada İskelesi’nden Madam Martha Koyu’na Ulaşım
Harita yolu tam olarak doğru anlatamıyor. Şöyle anlatmak daha doğru olacak:
Burgazada İskelesi’nden indikten sonra, sağa dönerek yol boyunca devam etmek gerekiyor. Toplam mesafe yaklaşık 2 km. Sonlara doğru yokuş çıkılan yerler var. Tempoya göre değişmekle birlikte, 20-25 dakikalık bir yolun sonunda ulaşılabiliyor. Koya girişi gösteren bir tabela olmadığı için, fazla ileriye gidilebiliyor. Basit yoldan anlatmak gerekirse, Cennet Yolu Sokağı’nın bitiminde, Köknar Sokağı’nın başlangıcından sapılmalı. Şu tabelayı gördükten sonra, yaklaşık 20 metre ileride tam olarak bu yoldan sapmak gerekiyor. Bu sapaktan sonra, aşağıya doğru inen patika bir yol var. Sonrasında merdivenli bir bölümden geçmek gerekiyor. Daha sonra yeniden ufak bir patika yol var. Toplamda 3-4 dakika içinde koya ulaşılıyor.
Konaklama
Konaklamak için tek yöntem, çadır 🙂 Şirinler köyü gibi, 10’larca çadır kurulu oluyor bu bölgede. Koyu aslında 2’ye ayırabiliriz. Sağ tarafta kalan toprak bir alan ve sol tarafta kalan çakıllı plaj alanı. Çadırlar genel olarak toprak alanda kuruluyor. Eğer burada yer kalmaz ise, çakıllı bölgede de kamp atanlar olabiliyor. Toprak alan zemin açısından avantajlı. Ancak rüzgar olması durumunda, çakıl alanda kalmak daha doğru bir tercih. Rüzgarı kısmen daha az alıyor burası.
Bunların dışında, koya ulaşırken kullanılan patika yol üzerinde birkaç çadır kurulabilecek yer var. Buralar ağaçların arasında olduğu için, rüzgardan ve güneşten korunmak için ideal yerler. Ancak buralarda yer bulmak oldukça zor.
Yeme-İçme
Koy civarında yemek ihtiyacını karşılayabilecek bir işletme yer almıyor. Ufak bir yerel işletme var. Su ve bir takım içecekleri satıyor. Tuvalet, duş, şarj gibi hizmetleri de var. Fiyatlar tabii ki de normalin üzerinde, yaklaşık 2 katı. Dolayısı ile yemek için mutlaka iskele çevresindeki marketlerden alışveriş yaparak koya inilmeli. İnsanların tercihi, mangal yapmak yönünde oluyor. Herhangi bir taşlık alanda mangal yapılabilse de, genel olarak kabul görmüş birkaç yer var. Genelde buraların dışına pek çıkılmıyor. Böylece tekrar tekrar ateş yakmak, yeniden yer keşfi yapmak vs.. gerekmiyor. Tabii öncesinde mangal yakmak için odun, kömür vs.. ihtiyaçlarını da ada merkezinden sağlamak gerekiyor.
Alternatif olarak, ada merkezindeki restaurantlarda yemek ihtiyacı karşılanabilir. Ya da evden sandviç vs.. yapılarak kampa gidilebilir.
Kamp mutfak malzemesi getirerek yemek yapan ise pek olmuyor.
Ayrıca ateşte marshmallow da yapabilirsiniz 🙂
Deniz
Çakıllı olarak bahsettiğim bölge, denize girmek için ideal bir yer. Denize girmek ücretsiz. Bahsedilen işletme, şezlong, şemsiye kiralama hizmeti de veriyor. Deniz çok keyifli bir deniz değil. Ancak İstanbul şartları için ortalamanın üzerinde. Rüzgar aldığı zaman, yosunlardan dolayı yüzmek sevimsiz olabiliyor. Ayrıca kıyı şeridinin taşlık olması, deniz ayakkabısı kullanmayı gerektirebiliyor.
Koyda Yaşam
Koyda yerleşik yaşam yok tabii ki de 🙂 Yaz aylarında gelen kampçılar, genelde kendi grupları ile takılıyor. Büyük bir kaynaşma olmuyor. Büyük ateş yakmak yasak. Bu konuya özen gösteriliyor. Gerekirse uyarıda bulunuyorlar bununla ilgili.
Güvenlik konusunda endişe edilecek bir şey yok. Çadırını, malzemeni bırakıp istediğin gibi takılabilirsin. Kilit kullanmak gerekmiyor.
Kamp insanları genelde birbirine saygılı insanlardan oluşuyor. Güzel arkadaşlıklar kurma, ilginç sohbetlere konuk olma şansı yakalamak mümkün.
Gün doğumu izlemek, konum nedeni ile çok keyifli değil.
Ancak gün batımı için son derece güzel bir yer.
Gürültü konusunda ise, yerleşim yerinin küçük olması ve çadırlarda konaklandığı için birçok insanın sesine ister istemez şahit oluyorsunuz. Bazen köpekler de rahatsızlık verecek kadar ses çıkarabiliyorlar. Geceleri uyumak zor olabiliyor.
Çevre Bölge
En başta da dediğim gibi, Burgazada kısmen sakin bir yer. Kalpazankaya dışında pek bir uğrak yeri yok. Hatta adayı turlamak mümkün değil. Yolunuz Kalpazankaya Restaurant’ında son buluyor.
Koyun az ilerisinde, keyifli bir yürüyüş yolu var. Buradan adanın birçok yerini izlemek mümkün.
İhtiyaç
Koy bölgesinde küçük bir yerel işletme dışında başka bir yer yok. Bu işletmedeki tuvalet, duş vs.. tüm herkesin şikayet ettiği bir yer. İşletmeci biraz cins birisi ve sanki hizmet karşılığında para almıyormuş gibi her şeye sinirli. Kısa bir örnek vermek gerekirse: Tuvalet sonrası lavabo kullanabilirsiniz. Ama burada dişinizi fırçalarsanız, başınıza dikilir. Ya da duş için 2 dakikadan sonra suyunuzu kapatabilir.
Yiyecek ihtiyaçları için, ada merkezinde market, kasap, manav gibi yerler var. Buralardan alışveriş yaparak koya gitmek, en mantıklı tercih. Ya da koya kampı attıktan sonra akşam gezmesi tadında buralara gidilip, ihtiyaçlar giderilebilir.
Market ihtiyaçlarını gidermek için bir diğer alternatif ise Adalar Market. Market sahibi Süleyman Abi istediğiniz yere istediğiniz siparişi getiriyor. Şu telefonlardan kendisine ulaşmak mümkün: 216 381 13 54 ya da 216 381 27 61
Matınızı mutlaka alın. Uyku tulumuna havalar çok sıcak ise ihtiyaç duymazsınız.
Çöp torbası alın ve kullanın. Patikadan çıkınca çöplerinizi atabileceğiniz konteyner mevcut.
Temizlik
Maalesef buranın en büyük sorunu, çöpler. Geçen senelerde ada halkı ile yaşanan problemin temel kaynağı buydu. 2016 yılında nispeten daha temiz olsa da, yine de kamp yapan insanlara yakışmayacak manzaralar mevcut. Mahallenin muhtarı ile konuştuğumda, en büyük dertlerinin bu olduğunu belirtti. Burada kamp yapmak yasal olmasa da izin verdiklerini, ancak iyi niyetlerinin istismar edildiğini söyledi ki son derece haklı.
Tüyo & Tavsiyeler
- Gitmeden önce hava durumunu kontrol edin. Yağmur ve rüzgardan korunabileceğiniz pek bir yer yok.
- Mümkünse erken gidin. Sıcak zamanlarda yer bulmak zor olabiliyor.
- Gece için yanınızda el feneri bulundurun.
- Gece soğuk ve rüzgarlı olabilme ihtimaline karşın, kalın giyecekler alın.
- Gün batımını mutlaka izleyin.
- Ateşte Marshmallow yapın 😉 Hatta çikolata eriterek ikisini birleştirin, nirvanaya erişin.
- Büyük ateş yakmayın ve yaktığınız ateşin söndüğünden emin olun. Hemen yanı başımızda ormanlık alan olduğunu unutmayın.
- Çöplerinizi lütfen toplayın. Herkes kendi çöpünü alır ise, tertemiz bir koya sahip oluruz.
Bir Cevap Yazın