Sosyal medya artık iyice hayatımızın içine girdi. Mobil cihazların da yaygınlaşması ile artık her an ulaşmak mümkün oluyor bu mecralara. Peki, bu ağlarda ne kadar çok zaman geçiriyoruz? Daha da önemlisi, ne kadar verimli kullanıyoruz?
Bu yazımın amacı, bazı sosyal ağları nasıl daha etkin ve verimli kullanabileceğimiz üzerine olacak. Verimlilik kıstasım, az zaman geçirerek, çok bilgiye erişebilmek. İnceleyeceğim platform ve teknolojiler, Facebook, Twitter ve RSS üzerine olacak. Son olarak, bazen kabusumuz haline gelen şifre/parola konusunda bir ipucum olacak.
Artık kullanmayan yok herhalde. Etkin olarak 2007’de hayatımıza girdi ve çıkmıyor. En fazla kullanılan sosyal mecra olmasından dolayı, en fazla inceleme de Facebook üzerine.
Yakın Arkadaşlar: Nam-ı diğer, Ajan Mod 🙂 En sevdiğim özelliklerden birisi.
Sol menüde “Yakın Arkadaşlar” isminde bir bağlantı var. Buna tıkladığımızda karşımıza şöyle bir sayfa çıkıyor:
Sağ tarafta bulunan bölümde, yeni bir Yakın Arkadaş eklemek, çıkarmak mümkün. Orta bölümde ise, Yakın Arkadaşlar’a ait haber akışı var. Bunun normal zaman tünelinden farkı şu: Burada Yakın Arkadaşlar’a ait her türlü bilgiyi görebiliyorsun. Arkadaşlıklar, beğeni, yorum, paylaşım, etiketlenme vs.. Daha da güzeli, bunları takip etmek için her seferinde bu sayfaya girmeye gerek yok. Yakın Arkadaşlar listenizde bulunan bir kişi, bu eylemlerden tekini yaptığında, bildirim olarak size düşüyor. Böylece hiç bir şeyi kaçırmamış oluyoruz.
Kısıtlı Arkadaşlar: Kısıtlı Arkadaşlar‘da, Yakın Arkadaşlar’a benzer özellikte. Bunun farkı, bu listeye eklediğiniz kişilerin, sizden gelen hiç bir paylaşımı görememeleri. Sadece herkese açık olarak gönderdiğiniz paylaşımları görebiliyorlar, o kadar.
Arkadaş Listeleri: Yakın Arkadaşlar ve Kısıtlı Arkadaşlar özellikleri, Facebook’un bize sunduğu listeler. Bunun dışında, kendi listelerimizi de yapmamıza imkan veriyor.
Sol menüde “Arkadaşlar” başlığının yanındaki Diğerleri bağlantısına tıkladığımızda karşımıza şöyle bir sayfa çıkıyor:
Burada Facebook’a verdiğiniz bilgiler doğrultusunda, kendi listelerini oluşturuyor Facebook. Örneğin, yaşadığınız yer, okul, iş vs.. gibi ağlarda bulunan arkadaşlarınıza ait bilgileri, bu listelere tıklayarak ulaşabiliyorsunuz. Bunun dışında, kendi listelerinizi yapmaya da imkan veriyor ki bu da kontrolü sizin elinize geçiriyor.
Gizlilik: Yakın Arkadaşlar, Kısıtlı Arkadaşlar, Arkadaş Listeleri. Hepsi iyi güzel de, ne için var bunlar? Tabii ki de paylaşım gizliliği için.
Paylaşım her zaman tüm herkese yapılmaması gereken bir şey diye düşünüyorum. Mesela, iş ile ilgili canınızı sıkan bir şey var ve bir şeyler yazmak istiyorsunuz. Ama iş arkadaşlarınızın görmesini istemiyorsunuz. Ne yaparsınız? İşte burada paylaşım gizliliği giriyor devreye. Paylaşım yapmadan önce, paylaş butonunun yanından bunu ayarlamamıza olanak sağlayan bir başka güzel buton var: Gizlilik butonu.
Burada Özel seçeneğini seçtiğimizde, karşımıza şöyle bir sayfa geliyor:
Bu sayfada, kimlerin paylaşımımızı görmesi ve görmemesine karar verebiliyoruz. Bu da paylaşımların daha etkin olmasını, hedef kitleye ulaşmasını sağlıyor..
Twitter’ın ülkemizde yaygın olması 2009-2010 civarında oldu. Mikro-blog düşüncesi ile ortaya çıktı. Sonrasında haber takip etmek amacını görmeye başladı ki bence en güzel zamanlarıydı. Google “Gerçek Zamanlı” hizmeti kapanana kadar, Twitter’dan çokca beslenmişti. Şimdilerde ise, ne olduğu belirsiz bir mecra. Trend Topic denilen şey eskiden gerçekten önemli bilgiler içeriyordu. Şimdilerde ise Trend Topic’ler gerçek bir Trend Topic olmamakla birlikte, içerikleri de reklamdan ve anlamsız verilerden geçilmiyor.
Uzun süredir çok aktif olarak kullanmasam da, takip ettiğim bazı hesaplar var. Bunları kolay takip etmenin yöntemi de, Facebook’dakine benzer şekilde: Listeler
Twitter Listeleri: Twitter’da bir çok liste oluşturma imkanı var. Bu listelere eklediğiniz hesapları takip etmek, bir arada görmek daha kolay oluyor. Böylece gerçekten takip etmek istediğiniz hesaplara odaklanabiliyorsunuz. Daha da güzel olan tarafı, sürekli zaman tüneline bakmak, ya da ilgili hesaba girmek zorunda kalmıyorsunuz. Listeler altında, istediğiniz zaman geçmişe dönük tweet’leri görmek mümkün oluyor.
- RSS ve Feedly
Türkçe’ye tam olarak çevrilemese de, “besleme” ismi ile herkesin anlayabileceği bir karşılık bulmak mümkün.
Ne işe yarar RSS? Bir çok kaynağı takip etmemize olanak sağlayan bir altyapı aslında. Şöyle anlatmak daha doğru olacak. Bir çok siteyi, bloğu farklı amaçlarla takip ediyoruz. Peki her zaman onların sayfalarına girmemiz mi gerekiyor? Neden böyle bir şey ile uğraşalım ki? Onlar bizim ayağımıza gelse daha iyi olmaz mı? Teknolojinin bu kadar yaygın olmadığı zamanlarda da böyle değil miydi? Abone olunan dergiler, aylık olarak evimize geliyordu. Bunda da mantık benzer. Abone olacaksın, haber sana gelecek.
RSS’in anlamlı olabilmesi için, bunu anlamlandırabilecek bir okuyucuya (reader) ihtiyaç var. Senelerce Google Reader bu ihtiyacımızı karşılasa da, kapanma kararının ardından farklı okuyucular aramak durumunda kaldık. Şu an piyasada en fazla rağbet göreni, Feedly.
Web ve mobil sürümü son derece stabil ve her geçen gün geliştiriyorlar kendilerini. Şimdilik Türkçe seçeneği olmasa da, çok da gerek yok.
Web arayüzü bu şekilde. Orta bölümde, abone olunan kaynaklardan gelen haberler var. Sol bölümde, haberleri kategorilere göre (kategorizasyon yapılmış ise) okuma imkanı veren ve kaç tane okunacak haber kaldığını gösteren bölüm var. Sağda ise, abone olunan kaynaklara benzer kaynakları öneriyor.
Mobil arayüzü de, Web arayüzüne benzer şekilde. Habere odaklanmaya imkan veriyor.
Yeni kaynak eklemek de oldukça basit. Abone olmak istenilen sayfanın adresini girdikten sonra, + butonuna basmak yeterli. Artık haber okumak için site site dolaşmaya gerek yok. Sadece Feedly’ye bakarak, her şeyden haberdar olabilmek mümkün.
“Saved For Later” seçeneği ile, daha sonra okumak üzere kaydetme imkanı da var.
Feedly, en çok kullandığım araçlardan birisi. Yaklaşık olarak 250 civarı takip ettiğim kaynak var. Her gün 300-500 arasında haber, ekranımdan akıyor. Başka türlüsü mümkün olabilir miydi? Hiç zannetmiyorum. Yaşasın RSS 🙂
- Şifre
Şifre ya da parola, neredeyse bir çok site tarafından istenen bir bilgi ve bir süre sonra kabus olabiliyor. Hatırlanamayan şifreler, sitelerin parola politikası (!) derken, 10’larca farklı şifremiz var. Peki bu farklı şifrelerin sayısını azaltmak mümkün mü? Tek bir şifre pek mümkün olmasa da, az sayıda şifre ezberleyerek işlerimizi halletmemiz mümkün.
Bir çok site sizden hem harf, hem rakam girmenizi ister. Bazıları da özel karakter. Bunların hepsini kullanarak, genel bir şifre taslağı belirlenebilir. Örneğin, parola_2014 gibi. Bu taslağın önüne/ortasına/arkasına herhangi bir yerine, ilgili siteyi hatırlatan bir harf koyarak, o site için olan şifrenizi belirleyebilirsiniz. Mesela Facebook için, parola_2014Fa diyerek, Facebook şifrenizi oluşturabilirsiniz. Benzer örnek Twitter için, parola_2014Tw şeklinde olabilir.
Böylece ezberlemek gereken sadece genel taslak olur. Gerisi gireceğiniz site ile ilgili bir bilgi.
Bu yazımda, bazı sosyal ağları nasıl daha etkin kullanabileceğimiz üzerine, pek fazla kullanılmayan özellikler hakkında bilgi vermek istedim. Bunları kullanarak, çok daha fazla bilgiye, çok daha kısa zamanda ulaşabildiğimi senelerdir bizzat test ettim. Umarım birilerine de faydalı olur bu bilgiler.
Sosyal medyanın bir amaç değil, sosyalleşmek için bir araç olduğunu unutmadan; bol sosyal günler dilerim 🙂
* NOT: Resimlerde yer alan kişisel bilgiler, fotoğraflar vs.. buzlama yöntemi ile kapatılmıştır.
Bir Cevap Yazın