Texas’lı senarist, yönetmen ve yapımcı Richard Linklater, sinema dünyasına kazandırdığı filmler ile sinema sektöründe her zaman en beğendiğim isimlerden birisi olmuştur. Filmleri tanınsa bile kendisi pek bilinmez. Ben biraz kendisinin tarzından, biraz da çektiği filmlerin arka planında kalan bazı ayrıntılardan bahsedeceğim.
Zaman
Öncelikle bana göre en önemli özelliği olan zaman konusundan başlamak istiyorum. Benim zaman takıntım vardır mesela, özellikle incelerim zamanları. Richard Linklater de seri filmlerin zaman planlaması konusunda oldukça iyidir. 1995 yılında çektiği Before Sunrise’dan 9 sene sonra Before Sunset ile çıktı karşımıza. Ardından bir 9 sene sonra, 2013 yılında Before Midnight ile seriyi tamamladı. İşin ilginci, hiçbir zaman filmlerin birbirinin devamı olacağı izlenimini vermedi. Zaten devamı olarak görülmeyebilir. Ayrı ayrı izlense dahi güzel bir tat bırakıyor. Belki 2022’de bir film daha çıkar, belli mi olur? 🙂
Zaman konusundan devam edelim. 1993 yapımı Dazed and Confused filminde, lisenin son günündeki gençlere yer vermişti. Beyzbol takımı etrafında bir senaryo vardı. 2016 yılındaki yapımı Everybody Wants Some!! ile, bu sefer üniversitenin ilk gününe odaklandı. Yine beyzbol takımı üzerine kurulu bir senaryo ile. Yine birbirinin devamı gibi olan, ama bağımsız izlenebilecek 2 ayrı film.
Zaman konusunda nirvana noktasında ise, Boyhood filmi yer alıyor. 12 sene boyunca, her yıl 1 ay kadar çekim yaparak, bir çocuğun tüm gelişimini filme yansıttı. Bunu yazması kolay geliyor ama yapması oldukça zor olmalı. 12 senenin sonunda piyasaya çıkacak filmin oyuncu kadrosuna katılma kararı kolay olmasa gerek. 12 sene sonunda film çıkmayabilir. Her sene çekim yapmanın ayrı bir zorluğu vs.. baya meşakkatli bir iş. Bana kalırsa, 30 sene sonra farklı oyuncular ile Star Wars çekmekten çok daha zor 12 sene boyunca aynı oyuncular ile film çekmek. Takdire şayan.
İyi Zaman
Richard Linklater filmlerinin tarzı biraz birbirine benzer. Kendisinin de söylediği gibi, “iyi zaman” filmleri çeker. Filmler aile ile izlemeye, stres atmaya, sakinleşmeye birebirdir. Silah ya da bir ölüm vs.. görmek imkansıza yakındır. Genelde uzun diyaloglar içerir. Ama mesela bir Woody Allen gibi sıkıcı değildir diyalogları. Akar gider. Bazen tartışmalı diyaloglar da içerir. Sonunu ise her zaman tatlıya bağlar. Film bittiğinde tebessüm bırakır insanın yüzünde.
Quentin Tarantino’nun da diyaloglarını çok severim ben. İkisinin farkı ise şiddet kullanımı kısmındadır. Q.Tarantino aşırı derecede şiddet öğesine yer verirken, R.Linklater diplerdedir bu konuda. İyi hissettirir R.Linklater filmleri.
Ethan Hawke
Richar Linklater’ın olduğu bir ortamda Ethan Hawke olmaması düşünülemez. Usta oyuncu R.Linklater’in neredeyse bütün yapımlarında başrolde yer alıyor. Before serisi, Boyhood, Tape, Waking Life bunlardan en önemlileri. Sadakat konusunda sanırım R.Linklater’ın eline su dökecek pek kimse yoktur sinema sektöründe.
Lokasyon
Texas’lı olmanın da bir etkisi olsa gerek, filmlerini genel olarak Texas’da çeker. (Before serisini ayrı tutuyorum burada) Texas yaşantısını iyi yansıttığını düşünüyorum. ABD geneline göre daha sakin bir bölge olan Texas’daki yaşamı iyi aktarır seyirciye.
Filmler
Before (Sunrise – Sunset – Midnight)
Before serisi özel bir yere sahiptir. Birçok insanı gezmeye teşvik etmiştir. Avrupa hayali aşılamıştır. Serinin özeti şu şekilde:
- Before Sunrise: Amerikalı Jesse ile Fransız Céline Budapeşte-Viyana treninde karşılaşırlar. Viyana’da 1 günleri vardır ve bu 1 günü birlikte geçirirler. Gün boyu gezerken, birbirlerini tanımaları, sürekli sohbet etmeleri gün doğumuna kadar devam eder.
- Before Sunset: Aradan 9 yıl geçmiştir. Jesse yazdığı kitap ile belli bir ün kazanmış ve Fransa’ya imza gününe gelmiştir. Céline ile burada karşılaşırlar ve Paris’te gün batımına kadar yeniden zaman geçirirler.
- Before Midnight: Aradan bir 9 yıl daha geçmiştir. Bu sefer Jesse ile Céline Yunanistan’da tatildedir. Başka yazarlar da vardır burada. Birlikte zaman geçirirken Jesse-Céline bir noktada kendilerini sorgulamaya başlarlar. Tam acaba ayrılık mı geliyor derken, tekrar her şey tatlıya bağlanır.
Dazed and Confused – Everybody Wants Some!!
Bu 2 filmi de birlikte ele almak lazım. Liseden üniversiteye geçişi ele alır aslında. Tekinde lisenin son gününü (Mayıs 1976), diğerinde üniversitenin ilk gününü (Eylül 1980) işler senaryoda. Tabi arada gerçek zaman olarak 23 senelik bir fark ile 🙂 Ayrılığın da, yeni arkadaşlıkların da işlendiği bir seri olarak görülebilir. Her 2 film de çok keyiflidir. Dazed and Confused’un karakterleri ise efsanedir.
Boyhood
Oscar’a da aday olmuştur. Bir çocuğun tüm gelişimini film boyunca izleriz. Ailesinin ayrılması, bir araya gelmesi. Hayatlarına giren yeni insanlar. Mezuniyetler, yeni okullar. Her şey oldukça güzel işlenmiştir. R.Linklater’ın en iyi filmidir.
Uzun süredir Richard Linklater hakkında yazmak istiyordum. Zaman konusunda takıntılı birisi olduğu (ve benim de olduğum) için, kendisinin doğum gününde (30 Temmuz) bu yazıyı kaleme almanın doğru olabileceğini düşündüm. Severim Richard Linklater’in iyi zaman filmlerini. Tavsiye ederim.
Şu güzel video-klip ile yazıyı noktalayalım:
Bir Cevap Yazın