2014-2015 Sezonu Değerlendirmesi

tanerkandemir
15 dakikalık okuma
2014-2015 sezonu, hayal kırıklıkları ile geçen bir sezon oldu.

2014-2015 sezonu, hayal kırıklıkları ile geçen bir sezon oldu.

10. sırada bitirip, sadece 13 maç kazanabildiğimiz bir sezonun değerlendirilecek çok bir yanı yok gibi gözükse de, takımın gidişatı, yönetimin takım hakkındaki düşüncelerinin netleşmesi, ligdeki diğer takımlar ve yapılanmaları ile kendimizi karşılaştırabileceğimiz bir sezon oldu. İstatistik, analiz ve değerlendirmelerin yer aldığı, biraz can sıkıcı ama gerçekleri yüzümüze vuracak, uzun bir yazı olacak bu..

Önce biraz istatistiklerden başlayalım.

  • Sezon boyunca yalnızca 13 maç kazanabildik, 13 maç berabere kaldık, 12 mağlubiyetimiz var.
  • Her 3 maçta 4 puan toplayarak, toplam 52 puan ile 10. sırada yer aldık.
  • Attığımız 56 gole karşılık, 50 gol gördük kalemizde.
  • 19 deplasman maçından, yalnızca 4 galibiyet çıkarabildik.
  • Sadece lig sonuncusu Parma’dan 6 puan alabildik. Diğer takımlara mutlaka puan verdik.
  • Şampiyon Juventus’tan 0, ezeli rakip Inter’den 2, sezonu 2. Bitiren Roma’dan 4 puan alabildik.
  • En rahat galibiyetimiz, 3-0 ile Torino’ya karşı, sezonun son iç saha maçında (37. hafta) geldi.
  • Sezon başında PSG’den aldığımız Ménez 16 gol ile en golcü ismimiz oldu. Bonaventura 7, Honda 6, Pazzini 4 gol ile eşlik ettiler.
  • Sezonun neredeyse yarısını sakatlık sebebi ile kaçıran Abate 7 asist yaptı. Honda ve Cerci 5, Ménez ve Bonaventura 4’er asist yaptılar.
  • 6’sı doğrudan olmak üzere, 13 kırmızı kart gördük.
  • 38 yaşındaki 2. kaptanımız Abbiati, 38 maçın tamamında kadroda yer alan tek oyuncumuz oldu.
  • Ménez, Bonaventura ve Poli 33 maçta sahada yer alarak, bu alandaki liderlerimiz oldular.
  • Dakika olarak Ménez, De Jong, Bonaventura ve D. López 2500 dakikanın üzerine çıkarak, bu sezonki en istikrarlı isimlerimiz oldular.
  • Pazzini oynadığı 26 maçın 22’sinde sonradan oyuna girerek bu alandaki rekortmenimiz oldu.

İstatistikleri bir kenara koyup, “buraya nasıl geldik?” sorusuna cevap arayabiliriz.

Ekonomik Durum

Her şeyden önce, İtalya’nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve yüksek vergi yükü, ligin kalitesini diğer Avrupa liglerine göre düşürdü. Bundan nasibimizi biz de aldık ve ekonomik sıkıntıların üstesinden gelmek için, ‘yüksek maaşlı oyuncuları takımda bulundurmamak ve transferde serbest oyunculara yönelmek’ yoluna gittik. Bu şekilde ister istemez takımın oyuncu kalitesi düştü.

Lider Oyuncu Eksikliği

Bir diğer sebep, yaşlı takım imajından kurtulmak adına, veteran oyuncularımızı kadroda bile tutmayıp, bir anda hepsini göndermemizden kaynaklanan sorunlar. Bu süreci sadece 4 yıla (2009 yılında Maldini’nin jübilesi ile 2013’de Ambrosini’nin ayrılması arasındaki süre) sıkıştırarak, takıma ağabeylik yapabilecek, genç oyunculara Milan ruhunu aşılayabilecek şampiyon oyuncularımızdan faydalanamadık. Şu an işler kötü gittiğinde, tabir yerinde ise takımı azarlayabilecek, sözünü geçirebilecek oyuncu sayımız yok gibi bir şey. Montolivo’nun kaptanlığı doğal olarak tartışılıyor. Abbiati ve Bonera, halen sözü en çok geçen isimler durumunda. Ancak saha içinde de benzer role sahip bir oyuncumuz olmalı ve buna sahip değiliz şu anda.

Yönetimin Beklentisi

Yönetim ekonomik kaygılar güderek, beklentilerini iyice düşürdü. 2012 yılındaki transfer (!) hamlesi, zaten bugünlerin habercisi idi. O günden sonra, günü kurtarmak adına hamleler yapıldı hep. Teknik direktörler, yönetimin lafını dinleyebilecek, transfer istemeyecek, pürüz çıkarmayacak isimlerden seçiliyor. Taraftarlara, 3.’lük hedefinden bahsediliyor her sezon başı. Diğer yandan serbest ya da kiralık oyuncular ile sezonu geçirebilecek hamleler üzerinde yoğunlaşıyor. Başarı olarak doymuş olan Onursal Başkan Silvio Berlusconi de, ekonomik sıkıntılar içinde daha fazla yardım edemiyor kulübe ve kulüp için yatırımcı arayışları, takımın şu anki durumundan daha öncelikli onun için.

Kulüp CEO'ları Galliani ve Barbara Berlusconi

Kulüp CEO’ları Galliani ve Barbara Berlusconi

Daha önce çeşitli platformlarda sıklıkla dile getirdiğim bir konu vardır. 2012-2013 sezonu, sonrasında gelen başarısızlıklar için çok büyük bir aldatmacanın zeminini oluşturmuştur. 2012 yılında takımın büyük bir kimlik değiştirmesinin ardından, kimse 2013 sezonunu 3. tamamlayıp, ŞL’ne gidebileceğimizi düşünmüyordu. Ancak o sezon takım bunu başardı. Olağan üstü şeylerin olması gerekiyordu ve oldu. El Shaarawy müthiş bir başlangıç yaptı, Balotelli kariyerinin en iyi yarım sezonunu geçirdi, Allegri taktik olarak en başarılı zamanlarını geçirdi vs.. Sonuçta ligi 3. bitirdik ve “tecrübeli ve yıldız oyuncularımızı kaybetmek bizi çok değiştirmedi” algısı oluştu. Ve bu yanlış algı, gerçekleri sonradan yüzümüze vurdu. Son 2 sezondaki 8.’lik ve 10.’luğun sebebini, yönetim nezdinde bu açıdan değerlendirebiliriz.

Bu Sezon Nasıl Geçti?

Sezona Inzaghi ile başlamak, yine tek sezonluk bir hamle idi. Bu başından beri biliniyordu. Hedef 3.’lüktü yine. Aslında sezona iyide başladık. İlk 2 maçta atılan 8 gol ve alınan 6 puan, Ménez’in iyi oyunu, “Acaba?” dedirtti. Sonrasında San Siro’daki Juventus mağlubiyeti, hazin sonu erken hazırladı. İstikrarsız görüntü, henüz eylül ayında iken başlamıştı.

Efsane oyuncumuz Inzaghi, Primavera'nın ardından Senior Takımımı'zı çalıştırdı. Ancak beklenen başarıya uzak kaldı.

Efsane oyuncumuz Inzaghi, Primavera’nın ardından Senior Takımımı’zı çalıştırdı. Ancak beklenen başarıya uzak kaldı.

Bu sezon yaklaşık 30 maçımızı izledim, 1 tanesini San Siro’da canlı takip ettim. Gördüğüm en büyük eksiklik, takımın bir oyun düzeninin olmaması. Set oyunu, hücum setleri, defans yerleşimi vs.. neredeyse yok denecek kadar azdı. Bu da bizi bireysel yeteneklerin yapabileceklerine mahrum bıraktı. Ménez ve Bonaventura buralarda ön plana çıktılar.

Bir diğer problemli nokta, skoru koruyamamak noktasında oldu. Sezonun 2. yarısında bir ara hesap yapmıştım. Eğer maçlar 80. dakikada bitse şu an Avrupa Ligi’ne katılabiliyorduk. Skoru koruyamamak, bize pahalıya mal oldu.

Sezonun büyük bölümünü sakat geçiren genç yıldızımız El Shaarawy

Sezonun büyük bölümünü sakat geçiren genç yıldızımız El Shaarawy

Oyuncu istikrarını yakalayamadık sezon içinde. Montolivo, El Shaarawy, De Sciglio, Abate gibi takımın İtalyan Milli oyuncularından, toplamda 1 oyuncu kadar verim alamadık. Bu oyuncular, sağlıklı olduklarında ilk 11’e ismi ilk yazılacak isimlerden. Bunun yanı sıra, sezon içi sakatlıklar ve devre arası transferler de, ritim yakalayamamıza sebep oldu. Bocchetti, Antonelli, Paletta gibi isimler, gelir gelmez maça çıkmak durumunda kaldılar. Takım içi uyumsuzluk üst düzeye çıktı bu dönemlerde.

Montolivo ve El Shaarawy’i çok aradı takım. Montolivo’nun oynadığı maçlarda, topu ileri taşıma, oyun kurma, hücumda kalma gibi konularda toparlanma gözlemledik. Aynı şekilde El Shaarawy’nin sezonun son bölümündeki geri dönüşünde, yardımcı forvet rolünü ne kadar iyi oynadığını gördük. Özellikle El Shaarawy’nin alternatifini yaratamadık.

Sezon İçi Kazanımlar

Geleceğe umutla bakmamızı sağlayan gelişmeler de oldu. Ménez takıma gelir gelmez inanılmaz katkı vermeye başladı. Kariyerinin en iyi ve istikrarlı sezonunu geçirdi. Gelecek planları içinde, temel taşlarımız arasında yer alacaktır mutlaka.

İlk sezonunda 16 gol, 4 asist yapan Jeremy Menez

İlk sezonunda 16 gol, 4 asist yapan Jeremy Menez

Bonaventura biraz daha geç açılsa da, o da çok önemli katkılar verdi. Inzaghi’nin vazgeçmediği isimlerden oldu genç orta saha oyuncumuz. Kanat forvet, merkez orta saha, ofansif orta saha gibi, oyun içindeki duruma göre farklı mevkilerde oynadı. Sistem değişti, Bonaventura yine oynadı. Attı, attırdı, pozisyon hazırladı. Hiçbir maçta, vasatın altında görüntü çizmedi.

Genç orta saha oyuncumuz Bonaventura

Genç orta saha oyuncumuz Bonaventura

Bir üçüncü kazanımımız için, sezonun ikinci yarısına kadar beklemek durumunda kaldık. Van Ginkel, sakatlık yaşadığı sezonu güzel tamamladı. İkinci yarıda formayı Poli, Muntari ve Essien’e kaptırmadı. Dikine oyunu, ceza sahasına etkili pasları, oyun görüşü ile, Milan’da oynamış olan diğer Hollandalılar gibi yüzümüzü güldürdü.

Sezonun 2. yarısındaki pozitif oyunu ile takımı büyük katkı veren Van Ginkel

Sezonun 2. yarısındaki pozitif oyunu ile takımı büyük katkı veren Van Ginkel

D. López’in de ilk sezonunu güzel geçirdiğini belirtmek gerek.

Sezon başında R.Madrid'den transfer ettiğimiz D.Lopez, Higuain'in penaltısını çıkarıyor.

Sezon başında R.Madrid’den transfer ettiğimiz D. Lopez, Higuain’in penaltısını çıkarıyor

Bunlar dışında, De Jong her zamanki gibi orta sahanın toparlayıcı ismi idi. Mexes defansın lideri oldu yine. Abate artık iyice olgunlaştı ve kaptanlığa kadar yükseldi.

Son Samuray De Jong

Son Samuray De Jong

Lider oyuncu eksikliğimizden bahsetmiştim. Ancak takımda şampiyon oyuncularımız vardı. Şaka gibi gelebilir, ama daha önce ŞL’ni kazanan 5 oyuncumuz vardı bu sezon takımda. 2007 şampiyonluğumuzda yer alan Bonera, yine aynı kadroda yer alıp, bu sezon ortasında Milano’ya geri dönen Antonelli, 2010 Inter’inde yer alan Muntari, 2012 Chelsea kadrosundan Essien ve geçen sezon kupaya uzanan D. López.

8 yıl aradan sonra takıma geri dönen Antonelli, ilk maçında Juventus'a gol atma başarısını gösterdi.

8 yıl aradan sonra takıma geri dönen sol bekimiz Antonelli, ilk maçında Juventus’a gol atma başarısını gösterdi.

Yönetim Tarafındaki İşler

Yönetim tarafında son yıllardaki en önemli 2 gelişme yaşanıyor şu günlerde.

1.’si, yeni stadyum projesi. 48.000 kişilik, modern bir stadyum hazırlığı var. Sadece maçlar için değil, sürekli hizmet verebilecek bir kompleks düşünülüyor. Casa Milan’ın karşısındaki, Portello bölgesinde yapılması bekleniyor. Bu konu ile ilgili ilerleyen günlerde tekrar yazı kaleme alırız.

48.000 kapasiteli yeni stadyum prototipi

48.000 kapasiteli yeni stadyum prototipi

2. gündem maddesi, uzun süredir konuşulan, kulübe yatırımcı kabul etme mevzusu somut bir hal aldı. Tayland’lı iş adamı Bee Taechaubol, kulübün %48 hissesini 500 M € gibi bir fiyata satın aldı. Bu paranın bir kısmının yeni stadyum için harcanacağı, Barbara Berlusconi tarafından açıklandı. Bunun dışında, Bee Taechaubol’un bu yaz dönemi için 100-150 M € kadar bir transfer bütçesi ayırdığı belirtiliyor. Ancak net bir fiyat yok şu anda. Yine de bu yazın hareketli geçeceğini tahmin etmek güç değil.

Onursal Başkan Berlusconi, Taylandlı iş adamı ve yatırımcı Bee Taechaubol ile birlikte

Onursal Başkan Silvio Berlusconi, Taylandlı iş adamı ve yatırımcı Bee Taechaubol ile birlikte

Gelecek Sezon Nasıl Bir Yapılanma Olmalı?

Teknik heyetten başlayacak olursak, efsane oyuncumuz Inzaghi ile yollar ayrılacak. Daha da kötüsü, 35 yıldır kulüpte yer alan yardımcı hocamız Tassotti’nin ayrılacağı söyleniyor.

Yeni teknik direktör için kulislerde isimler dolaşıyor. Benim istediğim isim, takımdaki mevcut potansiyeli açığa çıkartabilecek, ligi tanıyan, oyuncular ile iyi diyalog kurabilecek bir hoca. Kim gelirse gelsin, bizi ŞL gruplarına ulaştıracak teknik yeteneklerde olmalı. Inzaghi bu konuda sınıfta kaldı maalesef. Özellikle potansiyeli kullanabilme konusunda. Efsane oyuncumuzun, teknik direktörlük konusunda tecrübe eksikliğini hissettik.

Oyunculara gelirsek, benim olmazsa olmaz listem şu şekilde:

Bonaventura, El Shaarawy, Ménez, Van Ginkel, D. López, Montolivo, Abate.

De Jong, Mexes gibi isimlerin kontratları bitti ve gidecekleri söyleniyor. Bence bu iki isim ile, ne olursa olsun devam etmeliyiz.

Fransız savunma oyuncumuz Mexes, zaman zaman sinirlerine hakim olamıyor

Fransız savunma oyuncumuz Mexes, zaman zaman sinirlerine hakim olamıyor

Alex, Paletta, Rami, Antonelli, De Sciglio, Poli, Honda ve Abbiati takımda tutulabilir.

Kesinlikle gitmesi gerekenler: Muntari, Essien, Destro.

Bunların dışında kalan isimlerden vazgeçilebilir.

Transferde öncelikli bölge, stoper mevkisinde olmalı. Stoper mevkisinde oynayabilecek 9 oyuncumuz var. Ancak bize gerçekten üst düzey 2 stoper lazım. Diğerleri iyi bir yedek olarak kadroda yer almalı, as oyuncu gibi düşünülmemeli.

Orta saha için, çapa görevini üstlenecek bir isme ihtiyacımız var. Van Ginkel’in bonservisini alabilirsek, Montolivo, Bonaventura ve Poli ile belli bir rotasyon yakalayabiliriz.

Son olarak, gerçek bir 9 numaraya ihtiyacımız var.

Avrupa’da yarışacak duruma gelmemiz şu anda çok kolay değil, biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ancak İtalya içinde tepeye oynamak için, bir kaç hamle yeterli olacaktır. Bunu sağlayacak olan, yeni teknik direktörün elindeki potansiyelli kadrodan en yüksek verimi alması ve yönetimin takıma doğrudan katkı sağlayacak nokta transferleri olacaktır.

Şimdi fark ettim de, oldukça uzun bir yazı olmuş 🙂

Bu sezon yüzümüz çok az güldü. Ancak ne olursa olsun Milan’ı izlemekten, desteklemekten vazgeçmeyeceğiz. Tekrar eski güzel günlere dönmek hayal değil, DNA’mızda var bu. İşte o günler geldiğinde, “Zor zamanlarında bu takımı yalnız bırakmayan..” ile başlayan bir cümlenin gizli öznesi olduğumu, şimdiden görebiliyorum.

Forza Milan!


3 Cevap “2014-2015 Sezonu Değerlendirmesi”

  1. Mustafa dedi ki:

    Şahane bir değerlendirme olmuş.Bu transfer sezonunda eski günlere dönüş sinyali vermeye başladık.Milan efsanesi tekrar canlanacak bu sezon 🙂

  2. Ahmet dedi ki:

    Yazınızı çok bğendim.İyi transferler yapmaya başladık.Her şey daha güzel olacak.Forza MİLAN

  3. […] Geçen sezonu 10. sırada tamamlayan ekibimiz, yeni sezon öncesinde kesenin ağzını açarak transferde oldukça cömert bir yaz sezonunu geride bıraktı. Özellikle takımın Tayland’lı iş adamı Bee Taechaubol tarafından yatırım alması ve 2 sezondur Avrupa’daki şampiyonalara katılamamak, yönetimi mecburi olarak transfer yapmaya yönlendirdi. […]

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Top
Taner Kandemir Blog Sayfası | 2024